1926’dan bu yana teknoloji üreten Haffner’in sektöründe ulaştığı büyüklüğünü ve genel hatlarıyla özetler misiniz? En fazla hangi sektör/sektörler için çözüm sunuyorsunuz?
Haffner’in gelişim sürecine bakacak olursak, kuruluşunun 1926 yılına uzandığını görüyoruz. Almanya’da kuruldu. Marangozlar ve doğramacılar için ağaç işlemeye yönelik el makineleri üreticisi durumundaydı. 1970’lere gelindiğinde, PVC pencere imalatı için sektörün ilk makinelerini geliştirmeye ve üretmeye başladı. 1980’lerde ilk CNC kontrollü profil işleme makinelerini geliştirdi. 2000’lere gelindiğinde firma hem üretim kapasitesi hem ürün geliştirme kabiliyeti ile sektörün en önemli markalarından biriydi.
Haffner, 2012 Yılında ise Avrupa ve ABD pazarında hızla büyüyen Murat Makine tarafından satın alındı ve üretimini İstanbul’a taşıdı. Bu sektörde dengeleri değiştiren bir adım oldu. Günümüzde, Haffner alüminyum, PVC ve çelik profil işleme makineleri üretim, satış, servis ve mühendislik alanlarında faaliyet gösteren, Türkiye’nin lider dünyanın ise önde
gelen markalarından biridir. Üretimimizin %85’den fazlası ihracata yöneliktir.
PVC Profil işleme merkezlerimizin tamamı inşaat sektörüne hizmet vermekte, Alüminyum ise çok daha farklı boyutta. Birçok yapısal özelliği sayesinde, alüminyumun inşaat dışı kullanımı günden güne artıyor, özellikle otomotiv, savunma, demiryolu taşımacılığı, açık hava reklamcılığı, mobilya, aydınlatma sektörleri üretimde alüminyuma her geçen gün daha fazla yer veriyor.
Dolayısı ile biz alüminyuma değer katan ve endüstriyel kullanıma hazırlayan sistemler üretiyoruz.
Alüminyumu, yüzyılımızın endüstriyel üretimin anlayışını değiştirecek bir malzeme olarak görüyoruz ve Haffner olarak tüm üretim ve teknolojik altyapımızı buna göre kuruyoruz.
İhracat yaptığınız ülkeler hangileri? Yeni pazar hedefleriniz var mı? Rakamlarla ihracat büyüklüğünüzü öğrenebilir miyiz?
Haffner bugün, üretiminin %85’den fazlasını 100’ün üzerinde ülkeye ihraç etmektedir. Kuzey ve Güney Amerika, Batı Avrupa, Balkanlar ve Rusya bölgelerinde kendi ofislerini kuran global
bir marka konumundadır. Dolayısı ile bütün dünyadan gelen talepleri stratejik noktalarda kurduğumuz ofis ve depolar ile başarıyla yönetiyoruz. Makine kurulum ve teknik destek hizmetini
de yine dünyanın her yerinde gerek ziyaretler gerek uzaktan bağlantı yöntemi ile sağlıyoruz.
Yurt içi de bizim için çok büyük ve önemli bir pazar. Sektörümüzde finansal yapısı güçlü köklü ve ihracat odaklı birçok firma faaliyet gösteriyor. Yurt içinden yükselen her talebe de
aslında dolaylı ihracat gözü ile bakıyoruz.
İnşaat sektörü sizin açınızdan nasıl bir alan? Bu sektöre yönelik hangi ürünleri sunuyorsunuz? Sahip oldukları teknolojiler başta olmak üzere bu ürünler/sistemler/makineler ne tür avantajlar sağlıyor?
PVC ve Alüminyum profillerin uygun şekilde işlenmesi ile elde edilen kapı ve pencere sistemleri inşaat sektörü için stratejik bir malzemedir. Özellikle pencere sistemlerinin kullanıcılara sağlayacağı yalıtım ve güvenlik gibi temel faydalar profillerin yüksek hassasiyete sahip donanımlı makinelerde kesintisiz ve sağlıklı şekilde işlenmiş olması ile yakından ilgilidir. Bu anlamda, Haffner, PVC, Alüminyum işleme makineleri konusunda büyük bir ürün çeşitliliğine sahip. Bunun ötesinde, Haffner, müşteriye ve özel ihtiyaca göre makineler üretebilme kabiliyetine sahip dünyadaki çok az sayıda markalardan biri. Bu konuda mühendislik gücümüze güveniyoruz. Bu özelliğimiz ile müşterilerimize, daha fazla üretim kapasitesi, daha düşük işçilik maliyeti, operatör hatalarından daha az etkilenen, kesintisiz ve kaliteli üretim şansı sunuyoruz.
Pazar ihtiyaçlarını analiz ediyoruz ve buna göre aksiyon alıyoruz. Örneğin salgın döneminde önem kazanan iç mekanların havalandırılması ihtiyacı PVC sürme kapı ve pencere sistemlerine olan ihtiyacı arttırdı. Biz bu yükselen trende karşı, sürme kapı ve pencereleri yüksek verim ve hassasiyetle işleyen DMC 051 Profil İşleme Merkezini yarattık.
Yine salgın döneminde, yurt içi ve yurt dışındaki bir çok müşterimiz, uzaktan müdahaleye imkan veren makinelere geçmeyi tercih etti. Dolayısı ile yerimiz inşaat sektörünün kalbi ve bu sektöre hizmet etmek bizim her zaman önceliğimiz.
Satış sonrası hizmetler noktasında nasıl bir politikaya sahipsiniz?
Satın alınan her Haffner Makine’nin üretimin devamlılığını sağlayan stratejik bir yatırım aracı olduğu bilinci ile hareket ediyoruz. Her makinenin kurulumunu, dünyanın neresinde olursa olsun, Haffner’in donanımlı servis ekibi ile gerçekleştiriyoruz. Bayi kanalı ile çalışmaktan çok, kendi ofislerimizi açıp yerel kültürün içinden, diyaloğa açık ve hizmet bölgesine
hakim ekiplerle çalışıyor ve hizmet kalitesini güvence altına alıyoruz.
Günlük yönettiğimiz servis talebi 45’in üzerinde. Salgın dışı zamanlarda 600’den fazla noktaya fiziki ziyaret gerçekleştiriyoruz. 4000’in üzerinde uzaktan bağlantı yapıyoruz. Son
dönemde, servis talebine geri dönüş oranımız %95. Yine %95’in üstünde bir müşteri memnuniyeti ile çalışıyoruz.
Yedek parça konusunda da 10.000 parçadan oluşan önemli bir stoğumuz var. Anlık ihtiyaçları planlı stoklarımızla yönetebiliyoruz. Yılda 5000’den fazla parça sevk ediyoruz.
Dolayısı ile servis, mühendislik, servis ve yedek parça hizmetlerimiz ile Haffner tüm dünyada güven hissi yaratan bir marka konumundadır.
2021 yılı hedeflerinizi kısaca paylaşır mısınız?
2020 Tüm olumsuzluklara rağmen Haffner Makine’nın marka gücünü arttırmaya, istihdam sağlamaya ve büyümeye devam ettiği bir yıl oldu. Güney Amerika depomuzu ve Avrupa Birliği içindeki
ikinci ofisimizi açtık. Alüminyum ve çelik profil işleme kategorilerinde bir çok yeni ürün geliştirdik. Hizmet verdiğimiz sektörlerde, sağlıklı finansal yapıya sahip birçok firmanın
salgın sürecini yatırım ve hazırlık süreci olarak değerlendirdiğini gördük. Dolayısı ile vizyonumuza uygun nitelikte gelişmeler yaşıyoruz. 2021’in yeni üretim merkezimizde üretim
kapasitemizi arttırıp daha fazla istihdam yaratacağımız bir yıl olmasını beklemekteyiz.